Mersin’in Uygarlık Tarihi
Ülkemizde Akdeniz Bölgesi’nde yer alan ve on üç ilçesi olan Mersin, en büyük liman kentlerimizden birisi olma özelliği ile de bilinmektedir. Oldukça eski bir yerleşim yeri olan Mersin’in uygarlık tarihi, arkeolojik kazılara göre takriben 8 bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır.
İngiliz Arkeolog John Garstang öncülüğünde Yumuktepe’de (Mersin – Toroslar civarında yapılan kazılarda (1936 – 1938) bölgenin M.Ö. 6000’lere kadar insanlara ev sahipliği yaptığı kanıtlanmıştır. Bu kazılarda taş ve seramikten yapılmış olan ev aletlerinden ve üretim araçlarından bahsedilmiştir.
Mersin ve çevresine hakim olan ilk uygarlık Hititlerdir. Hititlerin deniz kavimlerinin büyük göç dalgasında yıkılmasından sonra Mersin ve çevresi farklı dönemlerde Babiller, Asurlular ve Mısırlıların egemenliğine girmiştir. M.Ö. 6. yüzyılda Pers istilasına uğrayan bölge, M.Ö. 4. yüzyılda ise Büyük İskender’in Persleri bozguna uğratmasıyla, Makedonya imparatorluğu komutanları arasında paylaşılmıştır. Selevkosların kısmen hakim olduğu coğrafyaya Mısır’da yaşayan Ptolemaiosların da saldırdığı bilinmektedir.
Mersin ve çevresi o dönemlerde ormanlık bir alandı. Denizcilikle uğraşan Fenikeliler, Mısır’daki Ptolemaioslar, Asurlar, Makedonyalılar, Romalılar ve Selevkoslar, buradaki ormanlardan elde ettikleri kerestelerle savaş ve ticaret gemileri yapıyorlardı. Bu gemiler ile denizlere ve okyanuslara açılıyorlardı. Selevkoslar parçalanınca M.Ö. 1. yüzyılda Anadolu’nun önemli bir kısmı, Roma İmparatorluğu’na kaldı. Kavimler Göçü sonrası 395’te Roma İmparatorluğu parçalanınca bu bölge Bizans’ın eline geçti. Tarsus, bu zamanda bölgenin en önemli liman şehriydi.
Yedinci yüzyıl ortalarından itibaren İslam orduları zaman zaman bu bölgeyi fethederek hâkimiyetleri altına almışlardı. Hazreti Ömer döneminde İçel çevresi fethedilmiştir. 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Selçuklular Orta Anadolu ile birlikte Mersin ve çevresini de fethettiler. Haçlı Seferleri bölge Bizans’ın eline geçtiyse de, Haçlı ordularını bozguna uğratan Türkler, 4. Haçlı Seferi’nin başladığı sırada (1204) bu bölgeyi yeniden fethettiler. Bir daha da Türklerin elinden çıkmamıştır. Büyük Selçuklu Devleti sona erince Anadolu siyasi birliği dağıldı ve İçel’in büyük kısmı Karamanoğullarının eline geçerken, Mersin – Tarsus hattı da Memlüklerin himayesindeki Ramazanoğullarının idaresinde kaldı. 12. yüzyıldan bu yana Göksu Nehri’nin iki yanına ‘İçel’ ve bunun batısına da ‘Taşeli’ denilmektedir. Osmanlı zamanında İçel denilen alan bugünkü İçel, Taşeli bölümü ise Antalya ve Konya’nın içinde bulunan alandır.
Osmanlı Devleti Dönemi’nde Mersin
Fatih Sultan Mehmet döneminin son zamanlarında İçel ve Silifke, Yavuz Sultan Selim döneminde de Mersin – Tarsus bölgesi Osmanlı kontrolüne girmiştir. Mersin'in Osmanlı idaresine girmesi ise II. Mehmet zamanında gerçekleştirildi. Bu zamana kadar Mersin ve civarı Karamanoğullarının denetimindeydi. Mersin’de Osmanlı egemenliğinin kesin olarak 2. Bayezid döneminde sağlandığı bilinmektedir (1483).
Mersin sancağının 16. Yüzyılın ilk çeyreğinde Ermenek, Gülnar, Karataş ve Mut olmak üzere dört kazadan oluştuğu kayıtlara geçirilmiştir. Selendi, Silifke, Anamur, Bozdoğan, Sinanlı kazalarının da eklenmesiyle, aynı yüzyılın sonunda bu sayı dokuza çıkmıştır. Evliya Çelebi, 17. yüzyılda kaleme aldığı meşhur seyahatnamesinde ‘Kariye-i Mersin Oğlu’ olarak belirttiği Mersin’i, yetmiş haneli bir Türkmen köyü olarak açıklamıştır. 1840’lara kadar birkaç barakanın ve dükkanın bulunduğu bir balıkçı köyü olarak bilinen Mersin, belgelerde uzun bir süre ‘Mersin İskelesi’ olarak geçmiştir. 1840’larda ise Mersin köy olarak gösterilmeye başlanmış, sonradan Adana sancağının bir kazası statüsüne kavuşturulmuştur. 1888’den itibaren sancak konumunda olan Mersin, Cumhuriyet döneminin başlaması ile birlikte vilayet olmuştur.
Milli Mücadele Dönemi’nde Mersin
Birinci Dünya Savaşı’nı Osmanlı açısında bitiren ve Osmanlı ile İngiltere arasında imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra, ilk olarak 17 Aralık 1918’de İngilizler Mersin’i işgal ettiler. Fransızların 1 Ocak 1919’da Mersin’i işgal ettiği malumdur. Ermeni çeteleri Tece ve Yeniköy’de Şubat 1919’da, Mayıs 1919’da ise Çavuşlu ve Karaisalı’da Türklere katliamlar yaptılar.
Sykes – Picot gizli antlaşması, Mondros Mütarekesi ve Paris Konferansı’ndaki gelişmeler üzerine 15 Eylül 1919’da Fransa ile Suriye İtilafnamesi’ni imzalayan İngiltere Musul’u alarak Adana, Antep, Urfa, Maraş ve İskenderun’u Fransa’ya bıraktı. İtilafnameye uyarınca İngiltere, 17 Aralık 1918’de başlattığı Mersin’deki işgaline 20 Kasım 1919 günü son verdi. Buna göre Fransa, Kilikya Bölgesi’nin tek hâkimi durumuna gelmiş oluyordu. Böylelikle, asıl kapışma İngilizlerin Mersin’i terk etmesiyle başlamış oldu. Mersin üç yıldan fazla süre Fransız işgalinde kalmıştır. Nihayet Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin Fransızlarla imzaladığı Ankara Antlaşması’ndan sonra Fransızlar, Güney illerimizi terk etmiştir. 3 Ocak 1922’de Türk askeri birlikleri Mersin Garı’ndan giriş yaparak şehri teslim almış, Hükümet Konağı’na Türk bayrağı çekilmiştir.
Mersin’deki Tarihi Yerler
Tarihi ve doğal güzellikleri ile Mersin, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan güzide şehirlerimizin başında gelmektedir. Mersin’deki pek çok turistik mekana mobil taksi ile güvenli ve kolay bir şekilde gidebilirsiniz. Şimdi de Mersin’deki tarihi yerleri sizler için açıklayalım.
Eshab-ı Kehf (Yedi Uyurlar Mağarası)
Halk arasında ‘Ziyaret Dağı’ olarak da anılan dağ, görünümü bakımından doğal bir güzelliğe sahiptir. İçinde üç tünel bulunan mağaranın yanında Osmanlı Devleti’nin 32. padişahı Sultan Abdülaziz’in 1873 yılında yaptırdığı bir de mescit yer almaktadır. Mağarayı ziyaret edenler restoran ve alışveriş merkezlerini de gezebilirler. Konforlu taksi ile bu tarihi mekâna kısa sürede ulaşabilirsiniz.
Silifke Kalesi
Tarihi Silifke Kalesi, Mersin şehir merkezine yaklaşık 80 km uzaktadır. Ancak kaleyi ziyaret etmek isterseniz, ucuz taksi uygulaması ile bu mekana kolayca ulaşabilirsiniz. Helenistik döneme ait bir tarihi yapı olan bu kaleyi ziyaret edenlerden herhangi bir ücret alınmamaktadır.
Kızkalesi
Ücret karşılığında ziyaret edebileceğiniz Kızkalesi, Deniz Kalesi adıyla da bilinmektedir. Erdemli ilçesinde yer alan kale, merkeze 60 km uzaklıktadır. Kaleye hızlıca ulaşmak isteyenler dijital taksi uygulamasından faydalanabilirler. Grekler tarafından yapılmış olan Kızkalesi’ni gezebilir, kalenin plajında yüzebilir ya da tekne turu yapabilirsiniz.
Anamur Mamure Kalesi
Anamur ilçesinde deniz kenarında bulunan Anamur Mamure Kalesi merkeze yalnızca 8 km kadar uzaktadır. Romalılar tarafından inşa edilen kaleye giriş ücretli olup, haftanın her günü hizmete açıktır. İçerisinde kuleler, su sarnıçları, cami ve hamam gibi tarihi yapıların bulunduğu kaleye taksi uygulamasını kullanarak rahatça gidebilirsiniz.
Soli Antik Kenti
Soli Antik Kenti, Helen ve Roma Uygarlığı döneminden kalmadır. Tiyatro, anıt mezar ve kral başı gibi eserlerin sergilendiği kent, merkezde bulunduğu için ulaşım sorunu yaşamayacağınız kesin. Kente giriş için herhangi bir ücret ödemeniz gerekmez. İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.